Soluduğunuz Havanın Kalitesi Hakkında Ne Kadar Bilgi Sahibisiniz?
Büyük şehirlerde hava kalitesi gün geçtikçe azalırken; kış aylarında bu durum yoğun olarak hissedildiğinden, bulunduğumuz ortamda kaliteli hava solumanın önemi giderek artıyor. Havaların soğuması ile iç mekânlarda daha fazla vakit geçirsek de işe, okula ya da alışverişe giderken, bir kafede vakit geçirirken ya da evimizi havalandırmak için camlarımızı açtığımızda kirli havaya maruz kalıyoruz. Kapımızı kapatarak evimizi dış ortamdaki kirleticilere de kapattığımızı düşünürken bu kirleticileri evimize kilitliyor ve gün içerisinde evimizde soluduğumuz havanın kalitesini etkileyecek faaliyetlerde bulunuyoruz.
Hava kirliliği hepimizi etkiliyor. Yapılan araştırmalarda, dünya çapında 9 kişiden 1'inin hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybettiği tespit edilirken, sadece 2019 yılında 6,7 milyon kişinin bu yüzden hayatını kaybettiği görülüyor. Bu sayının 4 milyondan fazlasının ise dünya çapında dış mekân ince partikül kirliliğine maruz kalmayla bağlantılı olduğu biliniyor.1
Yine yapılan araştırmalar, kirli havayı solumanın kalp, akciğer hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları, tip2 diyabet riskini artırdığını gösteriyor. Anne adaylarının hamilelik sırasında hava kirliliğine maruz kalması, bebeklerinin çok küçük veya çok erken doğma riskinin artmasına neden olabiliyor. Kirli hava aynı zamanda çocuklarda astım ve solunum yolu enfeksiyonlarının ortaya çıkmasıyla da ilişkilendiriliyor.
2022 Air Quality & Health in Cities raporuna göre küresel ortalama NO₂ (Azot Dioksit) maruziyetinin araştırmaya katılan ülkelerin en büyük şehirlerinde yüksek düzeyde olduğu görülüyor. İstanbul, 35.3’lük NO₂ maruziyeti seviyesi ile dünya çapında 20 şehir arasında 9. sırada yer alıyor. PM2.5 (Partikül Madde) kirliliğine bakıldığında ise düşük ve orta gelirli ülkelerdeki şehirlerdeki seviyelerin yüksek olduğu görülüyor.2
Dyson’ın Hava Kalitesi Araştırması
Dyson, uzun süredir hava temizleme teknolojilerine ve son zamanlarda da hava kalitesi araştırmalarına yatırım yapıyor. Küresel hava kalitesi sorununu çözmenin ilk adımının, küresel nüfusları maruz kaldıkları hava kalitesi hakkında yerel verilerle donatmak ve hava kirliliğine maruz kalmayı azaltmak için bilinçli kararlar almalarını sağlamak için farkındalık yaratmak olduğuna inanıyor. Toplum olarak soluduğumuz hava hakkında sahip olduğumuz bilgiyi artırmak için akademik kurumlarla birlikte çalışmak ve önde gelen bilim insanlarının araştırmalarını desteklemek kritik önem taşıyor. Nihayetinde bu çalışmalar, bireylerin günlük yaşamlarında anlamlı değişiklikler yapmalarını sağlıyor.
Dyson, son birkaç yılda hava kalitesi eğitimini kelimenin tam anlamıyla sokaklara taşıdı. Hava temizleyicilerinde kullanılan mevcut algılama teknolojisini yeniden işleyerek, taşınabilir bir hava algılama cihazı görevi gören ve hareket halindeyken hava kirliliği verilerini toplayan bir hava kalitesi sırt çantası tasarladı. Yerleşik sensörler, bir pil takımı ve GPS ile donatılan taşınabilir teknoloji, hava kirliliğine kişisel maruziyet ve bundan nasıl kaçınılacağı konusunda bir fikir vermeyi amaçlıyor.
Dyson Backpack, başlangıçta Dyson mühendisleri tarafından Londra’daki King's College ve Londra Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından Breathe London çalışması için geliştirildi. Araştırmanın sonucunda, katılan çocukların yüzde 31'i hava kirliliğine maruziyeti azaltmak için okula gidiş geliş şekillerini değiştireceklerini söyledi. Dyson, dünya çapında gerçekleştirdiği projelerle, Dyson Backpack’i insanların hava kirliliğine maruz kalmalarını aktif olarak azaltmak için kullanmayı ve global düzeyde hava kalitesi hakkında farkındalık yaratmayı hedefliyor.
İstanbul’daki Hava Kalitesi Nasıl?
Yaşadığımız ortamdaki hava kalitesinin önemine dair çalışmalar yapan Dyson, aynı şekilde dışarıda maruz kaldığımız kirleticiler ve soluduğumuz havanın kalitesini ölçmek için “hava kalitesi sırt çantası” takan gönüllü partnerler aracılığı ile kalabalık, sık ziyaret edilen ve sakin noktalardaki hava kalitesi verilerini topladı.
Ortaya çıkan sonuçlara göre, kirliliğe neden olan kaynaklar kontrolümüz dışında olduğundan şehirlerde hava kirliliğini önlemek zor olabiliyor. Fakat, potansiyel kirlilik kaynaklarına maruz kalmayı azaltmaya yönelik önlemler almak önemli bir fayda sağlıyor.
Araştırma sonuçları; Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy gibi kalabalık semtlere girmek, yoğun caddelerde yürümek, metro, metrobüs gibi insanların yoğun olarak kullandığı toplu taşıma araçlarını kullanmak ve camları açıkken arabayla seyahat etmek, sokak yemeği satıcılarının yanından geçmek gibi aktivitelerin PM2.5, VOC (Uçucu Organik Bileşikler) ve NO2 gibi kirleticilerde ani bir artışa neden olduğunu gösteriyor. Bu noktada daha az kirliliğe maruz kalmak için yoğun trafiksiz yolların tercih edilmesi, yoldaki araç sayısını azaltmak için bisiklet kullanımı, kendi aracını kullanan kişilerin camları kapalı yolculuk etmeleri, özel araç yerine feribot ya da otobüs gibi toplu taşıma araçlarının kullanılması kirlilik seviyelerini azaltmaya yardımcı olabiliyor.
Özellikle, Bebek, Suadiye gibi sahil kesimlerine bakıldığında genel hava kalitesinin iyi olduğu görülüyor. Backpack ölçümlerine göre bu noktalarda VOC ve kirletici gazların olmadığı tespit edildi. Fakat Backpack, bu lokasyonlara gelene kadar kullanılan rota için aynı şeyi söylemiyor. Bağdat Caddesi ve Beşiktaş gibi yoğun araç trafiği ve insan kalabalığı olan noktalarda tozlar ve alerjenlerden kaynaklı PM2.5 kirliliğinde ve Azot Dioksit’te artış görüldü.
Kalabalık ve daha sakin alanlardaki hava kalitesini karşılaştırmak için şehirden uzak noktalarda ölçüm yapılan Backpack’in Belgrad ormanındaki sonuçlarına göre, kalabalık caddelerdeki yoğun hava kirliliğinden oluşan kirleticilere, toz ve alerjenlere rastlanmadı. Bu verilere göre, özellikle daha verimli spor ve egzersiz yapmak için ormanlık, deniz kenarı ve şehrin kalabalığından uzak noktaların tercih edilmesi gerektiği görülüyor.
Türkiye İletişim Ekibi
Email: dogukan.suzer@dyson.com